18 Mart 2010 Perşembe

MarSiS


Onların hikayesi, bir avuç zaman diliminden daha kısa bir zaman önce başladı. Birbirinden farklı şehirlerin çocuklarının yolları, hepimizin ortak dili olan müzikle kesişti. Bende onlarla üçünçü memleketim de karşılaştım. Yaşar(grubun davulcusu) zaten İzmit'teki müzik gruplarının çoğunun vazgeçilmez davulcusuydu. Ee konser, müzik, festival, organizasyon denilince akla ilk gelen ekip de bizler olunca, kasetlerilerinden önce kendilerini dinlemek erkenden nasip oldu. Peki kimdir bu marsis? Onların dilinden alıntı yapalım o zaman biraz.
""Kendi deyimleriyle, Karadeniz’in içinden gelen ve içlerinden hep Karadeniz gelen bir grup gencin, yel değirmenlerine meydan okuyan Don Kişot misali isyanı Marsis: nükleer santrallere, savaşlara, gönlümüze teğet geçen, zaman zaman saplanıp kalan kurşunlara, bombalara... Onların seslerini duymamak için, gürültülerini bastırmak için bağırıyorlar, çağırıyorlar.

Unutmak istedikleri, unutmak istemedikleri, umutla bekledikleri çok fazla şey olan bir grup gencin, tüm bunlara inat topuklarını yere vura vura, neşeyle teptikleri bir horon Marsis: ellerinde kemençeleriyle, tulumlarıyla, gitarlarıyla, davullarıyla, avaz avaz... Onlar seslerini duyurmak için, sessiz kalanlara inat gürültü yapmak için bağırıyorlar, çağırıyorlar.""



Gelelim sahne performanslarına; tek kelimeyle olağan üstü. Düşünün ki Kocaeli Üniversitesi'nin Bahar Şenlikleri'nde binlerce lira verilerek getirtilen sanatçılardan daha çok insanı eğlendirdiler; ve ne kadar verdilerse o kadarını da aldılar. Doymadılar, doymadık tekrar geldiler. Yine şarkılarının tatlarını damağımzda bırakarak ayrıldılar. Şimdi en yakın programları 24 Mart Çarşamba Babylon'da. Umarım yetişebilirim:))

İyi ki varsınız çocuklar. İyi ki birbirinizi, bizi bulmuşsunuz ve bizler de sizi bulmuşuz.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

kazım da olacaktı şimdi

okan